Soluklar
RAMAZAN ATEŞ ŞİİRLERİ
Uzun bir hayatı soluklar gibiyim
Kısacık bir nefeste
Ardına kadar açılınca kapılar
Bir ömürde ancak kalır anılar
Âşık olmuşsa hülyaların baharına
Umutlarını kırmadıysa bir hazan rüzgârı
Kapılar kapanmamışsa ardına kadar
Konakları üzerinde bir ay ışığı
Yanıyor ise eğer
Bekliyorum sabahlar olmasın diye
Hicran dolu gönlüm kanmasın diye…
Çocuksu bakışlarında baharı yakaladığım anlar
Beni benden alan derinliklerde haykırır
Yitirmemiş, tazeliğini eski avuntular
Bütün suç onlarda
Hiçbir zaman hiçbir yerde
Peşini bırakmayan gölgeler misal
Bir fotoğraf karesinde saklıdır kimi zaman
Kimi zaman bir çocuğun yüreğinde
Unutulmaz sitemlerinde, visal...
Üfül üfül esen yellerin ardında,
Beklerim bir yari beklerim,
Issız soluklar altında,
Beni bekleyen bir anı beklerim...
Sabahlara düşünce beyaz
Sarılınca o inceden meleğe
Seni hatırlatır bir kırlangıç
Havada uçan martılar
Tutuşan hislerimle sarıyorum
Seni, sonsuza kadar…
Bilmem hatırlar mısın
Ey, aşk terennümleriyle hayatı yeksan eden âşık
Diril gel kaf dağının ardından
Peyk peyk dizilsin sütunlar tuğlalar aşk diyarında
Tekrar var olsun, parçalanan bu şehr-i yarda
Bilmem hatırlar mısın
O geçen hayallerde şehbal açan günleri
Özgürlüğe kanat açmış kuşlar gibi
Bir çift göz, arar dururdu seni
Bir çift göz, bekler
Bir çift göz, hayallere derk ederdi kendini
İçimde bir şey
Bazen pür neşe, bazen hüzünlü
Dolu dolu bakarda
Ruhum sıkılır hafakanlar basarda
Maziden bir an beliriverir karşımda
Bilmem hatırlar mısın
Kara tahta başında asude bir güzeli
Bilmem hatırlar mısın
Mehtaplı bir gecede heyecan dolu nağmeleri…
Bu bağlı hallerim üzüyor biraz
Kolu kanadım, kırasım, geliyor
Acizlik işliyor yüreğime
Başım öne düşüyor biraz
Kara bulutlar serili gözlerimde
Aydınlık, koştukça kaçıyor biraz...
Dilazar
Bahara aldanmışım, yalancı bahara
Kışta çiçek açmış bir ahu dilara
Ne bitmez yol, ne tükenmez esef
Çek çekebildiğin kadar bir nefes
Her taraf sis her tarafta bulut
Görünmez bir sudur, sahrada hut
Bir engin bakış gerek, görmek için
Akile, deli gömlek biçmek gerek
Aşk için
Hutu, sahrada aramak gerek...
Bağrımda ufka dalgın serzeniş
Dertlerle dolup taşan sesleniş
Hani, nerde kaldın bu sükûtu
Çığlıklara gark eden diriliş...
Aşkın feraseti kalmadı eserinden
Bir iki çizikdir... düşlerin düşüşünden
Gönüller, bazen suskun
Bazen kederli
Leylalar hayalde
Mecnunlar çölde kederli…
Firardayız, bir ömrü koşarak geçirdik
Ardından hep el sallayarak,
Mahkumuyuz yanık türkülerin
Ağlayarak gülmenin
Hesabını,
Sineye çektik...
Yaşanmış, yaşanılan bırakmaz mazi
Geçmişe perde çekmek, var mı çaresi…
Arkadaş biz de hayaller kurduk
Yaşamın damlalarıyla dolduk
Sabahlar geceleri kandırmış uyutsun diye
Gönlü yare kaptırmış melal avutsun diye
Eylül yaprakları gibi dağılırken sere serpe
Tutunamadım aldı beni benden bir rüzgar dilberi..
Yürek yakar gitmek tıpış tıpış
Mahsun gözler yürürken meçhule
Yeşillere bürünmüş sefine
Nerde kaldın yetiş ey sekine
Hiçbir şey kalmadı,geride artık
Sünger çektik zamana
Ölürüm denilenleri toprağa kattık
Zamanın perçeminden hayale aktık...
Canın canı, sevenin cananı sevda,
Kurumuş bir damla kandandır süveyda...
Ve her anı, seni tutsak gecelerde,
Sebepsiz seni görmek istersem diye…
Yalnızlıklarım üryan bu gece
En içten ağrılar kadar derin
Sahte gülüşlerde saklı hazan
Yapraklar soldu bu gece
Mabedimin üstüne çöktü
Bir hazin matem
Bir an dalgındı bahar
Kandırmış oysa beni sonbahar
Hayattan kam almak ister her insan
Yitmedik dertlerle binbir perişan...
Hastayım devası sende mi,
Yoksa aşka yol verende mi...
RAMAZAN ATEŞ
Hiç yorum yok: